Vizontele Tuuba

Küçük bir Türk kasabasında, televizyonun büyüsüyle insanların aklı karışmışken, bir gün bir bürokrat ve kızı kasabaya gelir. Kasaba halkı, yıllardır sinema hayalleri peşinde koşarken, bu ikiliyi ilginç bulur. Bürokrat, kasabanın kütüphanesini yenilemek için burada olduğunu söylese de, halkın kafası tamamen televizyon ve sinema ile meşguldür. İlk başta, kasaba halkı bu yenilikçi fikirle dalga geçer. "Kütüphane mi? Neden? Sinema varken kütüphaneye kim gider ki?" derler. Ancak bürokrat, kararlı bir şekilde kütüphanenin bilgi ve kültür merkezi olması gerektiğini vurgular. Kızı ise babasının projelerine destek olurken, kasaba gençlerine kitapların dünyasını tanıtmaya çalışır. Zamanla, birkaç meraklı genç kız ve delikanlı, bürokratın yanında yer alır. Onlar için televizyonun ötesinde bir dünya vardır; kitaplarla hayal kurmak, sinemadaki sahnelerin ötesine geçmek. Kasabanın yaşlıları, bu gençlerin heyecanına şahit oldukça geçmişte unuttukları kitapların ve kütüphanenin değerini yeniden düşünmeye başlar. Bürokrat ve kızı, kasaba halkını kütüphanenin önemine ikna etmek için çeşitli etkinlikler düzenler. Okuma günleri, tartışma panelleri ve yazar buluşmaları ile kütüphaneyi canlandırmaya çalışırlar. Kütüphane, yavaş yavaş kasabanın kalbi haline gelmeye başlar. İnsanlar, televizyon ve sinemanın ötesinde yeni hikayelere, yeni düşüncelere kapı aralamaya başlar. Sonunda, kütüphanenin açılışı büyük bir etkinlikle yapılır. Televizyonun gölgesinde büyüyen kasaba, artık hem görsel hem de yazılı kültürün tadını çıkaran bir yer haline gelir. Bürokrat ve kızı, kasabanın dönüşümünü izlerken, kütüphanenin yeni bir başlangıç olduğuna inanırlar. Televizyon ve sinema ile kafası bozmuş bir kasaba, nihayet bilgi ve kültürle zenginleşen bir geleceğe adım atar.